Cem YILDIRIM

Kara Harp Okulu mezuniyet töreni sonrasında yemin eden ve TSK’dan ihraç edilmeleri istenen teğmenler, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diyerek Yüksek Disiplin Kurulu’nda sözlü savunma yapacaklar. Bu toplantı saat 14.00’te gerçekleşecek. Aralarında dönem birincisi Ebru Eroğlu’nun da bulunduğu 5 teğmen, sözlü savunmalarını fotoğraf ve videolar ile destekleyecek. Aynı zamanda teğmenlerin savunmasında 10 avukat da hazır bulunacak.

İKİ MÜTALAA geldi

Teğmenlerin avukatları, kurula iki hukuki mütalaa sundu. Bu mütalaalarda, teğmenlere ceza verilmesinin haksız olduğu vurgulanarak şu ifadeler yer aldı:

• 1-Uzman görüşü: Ant içen teğmen sayısı konusunda farklı görüşler var. Sadece 5 teğmene ceza vermek, Anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olabilir.
• 2-Profesörler: Teğmenlere ceza vermek, Anayasanın ölçülülük ilkesine aykırıdır çünkü emre itaatsizlik söz konusu değil, ihraç aşırı bir ceza olabilir.

Teğmenler hakkında başlatılan soruşturma, YDK’da görüşülecek ve yemin töreninde yer alan tabur ve bölük komutanları da savunma yapacak.

itiraz hakkı var

Yüksek Disiplin Kurulu’nda yapılan değerlendirme neticesinde, teğmenlere “Silahlı Kuvvetlerden ayırma” veya “Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezası verilmesine yer olmadığı” kararı verilecek. Kurul, kararını bir ay içerisinde yazılı olarak tebliğ edecek. Ayrıca, “Silahlı Kuvvetlerden ayırma” cezasına karşı idari yargı yolu da açık olacak.

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, teğmenlerle ilgili soruya net bir yanıt vermezken, “Disiplin kurulu inceliyor” şeklinde cevapladı.

NE OLMUŞTU?

30 Ağustos 2024’teki Kara Harp Okulu resmi mezuniyet töreninde, teğmenlerin yaptığı “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganı sonrasında başlatılan disiplin soruşturmasında, 5 teğmenin Türk Silahlı Kuvvetleri’nden ihraç edilmeleri talebiyle Yüksek Disiplin Kurulu’na sevk edildi. Ayrıca teğmenlerin yanı sıra, törende bulunan alay, tabur ve bölük komutanları hakkında da soruşturma başlatıldı.

YEMİNİN SÖZLERİ

Ant içeriz ki…

“Mustafa Kemal’in askerleriyiz” yemini şu şekildeydi:

“Ant içeriz ki laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığına, ülkenin bölünmez bütünlüğüne, yüce Türk ulusunun namus ve şerefine, aziz vatanın bir karış toprağına uzanacak eller karşısında bizi bulacak ve kılıçlarımız daima keskin ve hazır olacaktır.

Bizler Türk istikbalinin evlatlarıyız. Şerefimizle doğduk, şerefimizle yaşayacağız. Ve şerefimizle öleceğiz. Ne mutlu Türküm diyene!”